İsrail, kendisine yönelik “varoluşsal tehdit” bulunduğunu iddia ederek bir kez daha İran’a saldırdı. Operasyona "Yükselen Aslan" adı verildi. Bu isimle ilgili dikkat çeken bir detay var. Çünkü bu, İsrail’in hem Batı’nın hem de kendi halkının desteğini almak için başvurduğu dini referanslardan biri.
İsrail Başbakanlık Ofisi, Netanyahu’nun saldırı öncesi Ağlama Duvarı’nda çekilen fotoğrafını paylaştı. Netanyahu’nun duvara bir not bıraktığı belirtildi. O notta, “Bir halk dişi aslan gibi ayağa kalkar ve bir aslan gibi kendini yüceltir” ifadeleri yer alıyor. İsrail’in son saldırısının adı da buradan geliyor.
Netanyahu daha önce de, özellikle Gazze’ye düzenlenen ve on binlerce Filistinlinin katledildiği saldırıları haklı göstermek için benzer yollara başvurdu. İncil’den alıntılar yaptı. Hem Eski Ahit hem de İbraniler İncilindeki “Vaiz” kitabında yer alan “Barış için ve savaş için zamanlar vardır. Şimdi savaş zamanı” ifadelerini kullandı.
16 Ekim 2023’te yaptığı bir konuşmada, “Bu, ışığın çocukları ve karanlığın çocukları arasındaki bir savaş” dedi.
28 Ekim’deyse, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin davasına kanıt olarak girecek bir konuşma yaptı. Bu kez Tevrat’ta yer alan Amalekler'den alıntı yaptı. Adeta soykırım çağrısı yaparak “Gidin ve Amaleklere saldırın. Kimseyi sağ bırakmayın. Kadın, erkek, çocuk herkesi öldürün” dedi.
"Şimdi git ve Amaleklilere saldır. Sahip oldukları her şeyi yok et. Hiçbir şeyi esirgeme. Kadın, erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek... hepsini öldür."
Peki Netanyahu neden bu yola başvuruyor? Analistlere göre, İsrail Başbakanı bu ifadelerle ülkedeki sağcı ve dindar kesime hitap ediyor. Katliamları bir din savaşı gibi lanse ederek kendisine verilen desteği artırmaya çalışıyor. Yani bu, Netanyahu için bir halkla ilişkiler çalışması. Netanyahu’nun İncil ve Tevrat göndermeleriyle Batılı ülkelerin de desteğini toplamaya çalıştığı ifade ediliyor.
